Page 126 - 8. SINIF ÇALIŞMA KİTABI - 2
P. 126

16. Leitmotiv, edebiyata müzik alanından geçen bir kavram. Esası, bir müzik parçasının tekrarlanan nakaratıdır. Edebiyatta,
        özellikle roman sanatında rağbet gören teknik bir unsurdur. Romanın değişik bölümlerinde, çeşitli vesilelerle tekrarlanan
        ifade kalıbıdır. Peyami Safa’nın “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu”nda Nüzhet’in kahkahaları, “Yalnızız” romanında “çay iç”
        cümlesi, Oğuz Atay’ın “Tutunamayanlar” romanında Olric’in “efendim” sözü birer leitmotiv örnekleridir.

        Metinde düşünceyi geliştirme yollarından hangilerine yer verilmiştir?

        A) Tanımlama-örnekleme
        B) Tanımlama-karşılaştırma
        C) Örnekleme-tanık gösterme
        D) Tanımlama-tanık gösterme













     17. Steve Goodier, “Termostat ve termometre arasında fark vardır.”der. Termometre sıcaklık ölçer ama yaptığı ölçüm ile ilgili
        hiçbir şey yapmaz. Oysa termostat sıcaklığı ölçmekle kalmaz, ona göre tepki verir; sıcaklık yüksekse ısıtma işlemine son
        verir; sıcaklık düşükse ısıtma işlemini yeniden başlatır.
        İnsanlar da böyledir, kimi termostat kimi termometre…
        Aşağıda verilen metinlerin hangisinde bu iki insan tipine örnek verilmiştir?
        A) Eski zamanlarda bir kral, saraya giden yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuş. Ba-
           kalım neler olmuş? Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervansaraycıları, saray görevlileri birer birer gelmiş ve hepsi
           kayanın etrafından dolaşıp saraya girmiş.
        B) Uzak bir coğrafyada, kayıp bir şehri arayan arkeologlar şehre bir an önce ulaşmak için acele ederler. Onlara bölgenin
           yerli halkı eşlik eder. Arkeologlar bir ara yerli halkın durduğunu görürler. Aceleyle yanlarına gidip çabuk olmaları gerekti-
           ğini söylerler. Arkeologlardan biri, yerli halktan birine neden durduklarını sorar, yerli:”Bu iş aceleye gelmez.”der.
        C) Bir tüccar “mutluluğun sırrını “ öğrenmesi için oğlunu insanların en bilgesinin yanına yollamış. Delikanlı, uzun bir yol-
           culuktan sonra bilgenin yanına ulaşmış. Bilge delikanlının eline bir kaşık yağ verip evi dolaşmasını, daha sonra yanına
           tekrar gelmesini istemiş. Delikanlı tüm evi dolaşıp yeniden bilgenin yanına gitmiş. Genç, dolaşmış ama kaşıktaki yağ
           bu gezide dökülmüş. Bilge, gence mutluluğun sırrı olarak “mutluluk, dünyadaki bütün güzellikleri görebilmektir ama ka-
           şıktaki yağı da dökmeden.” demiş.

        D) Bir firma Afrika’ya iki ayakkabı satıcısı göndermiş. Biri, iki gün sonra telefon açmış:” Patron beni buraya neden gönder-
           diniz ki burada kimse ayakkabı giymiyor .” Hemen arkasından diğeri aramış : “Patron burada kimsenin ayakkabısı yok,
           burada inanılmaz bir pazar var, çabuk bana ayakkabı yollayın.” demiş.


















                                                          119
   121   122   123   124   125   126   127   128   129   130   131