Page 35 - 8. SINIF ÇALIŞMA KİTABI - 6
P. 35

Türkçe Soruları






       1.  Edebiyatımızda hâkim bakış açısı olarak bilinen bir anlatım tekniği vardır. Bu anlatım tekniğinin bazı özellikleri
           şunlardır:

             • Anlatıcı olayların içinde yer almaz.
             • Anlatıcı kişilerin zihinlerinden geçenleri bilir ve okuyucuya bu bilinçle aktarır.
             • Anlatıcı yaşanacak olayları bilir ve olayların akışına müdahale etmez.
             • Anlatıcı kahramanların duygularını ve düşüncelerini bilir.



          Buna göre aşağıdaki seçeneklerin hangisi hâkim bakış açısı tekniğine örnek olamaz?

          A) Onur, arkasına bakmadan yürüyordu. Bugün başına gelenleri düşünüyordu. Düşündükçe de sinirleri bozuluyordu.
              Keşke şunu da deseydim, keşke bunu da söyleseydim bunu niye söylemedim, diye kendine kızıyordu. Bir yandan
              da otobüs vaktinin yaklaştığı aklına gelmişti. Adımları sıklaşmaya ve büyümeye başlamıştı.

          B) Birden bastıran yağışla herkes bir yere kaçıştı. Az önce hem yürüyüp hem de acımasızca tartışan bu insanlar
              yağmurun başlamasıyla her şeyi unutmuşlardı. Demek ki insanların birinci önceliği her zaman güvenlik olmuştur.
              Yağmurun azalmasıyla beraber herkes az önceki tartışmayla ilgili söyleyeceklerini düşünmeye başlamıştı.

          C) Acılı hâlini herkes fark etmişti. Kimse sebebini bilmese de herkes merak ediyordu. Birden kanepeye oturdu.
              Eline telefonu aldı ve son bir umutla annesini aradı. Yüzündeki acı, yerini yavaş yavaş gülümsemeye bırakırken
              odadakilerin merakı iyice artmıştı. Telefonu kapattı ve mutluluktan gülen gözlerle etrafına baktı.
          D) O sabah binlerce düşünceyle uyandım. Etrafımda bakındım. Ne yapacağıma tam karar verememiştim ama şunu
              biliyordum ki beni güzel günler bekliyordu. Yavaşça doğruldum. Çalan saati durdurdum ve ayağa kalkınca yeni bir
              hayatın başladığını hissettim. Bugüne kadar çok kez yataktan kalktım ama bu kalkışım farklıydı.







       2.  Kişileştirme ile konuşturma kardeş iki sanattır bence. Çünkü birbirlerine çok benzer. Ancak bana sorarsanız
          konuşturma büyük kardeştir. Neden mi? Çünkü bir yerde konuşturma varsa kişileştirme de orada doğal olarak bulunur.
          Yani konuşturma, kişileştirmeyi kollarının altına alabilen kapsamı daha geniş olan büyük kardeştir. İkisi de o an orada
          vardır.

          Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde bu duruma örnek olabilecek bir kullanım vardır?

          A) Gür sesiyle bağırıyor bana yollar                  B) Sen giderken; hüzünle bakar duvar
             Gel gidelim seninle uzaklara diye                     Buralarda seni unutmayacak biri var
          C) Atladım daldan dala her an                         D) Bir bahar mevsimidir
             Ne çabuk geçtin sen zaman                             Kulağımdaki yârin hoş sesidir














                                                           28
   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40